10/24/2015

I İ Harfiyle Başlayan Anlamı Güzel Yeni Doğmuş Erkek Bebeğe Arapça İsimler

  Hiç yorum yok
I İ Harfiyle Başlayan Anlamı Güzel Yeni Doğmuş Erkek Bebeğe Arapça İsimler
Yeni Doğan Erkek Bebeğe I İ Hafiyle Başlayan Arapça İsimler ve Anlamı

I İ Harfiyle Başlayan Erkek Bebekler İçin Arapça Hangi İsimler Var Manası Nedir? 

İCAB - Lazım gelme, gerçek. Bir sözleşme için ilk söylenen söz. Olumlama, olumlu hale gelme.
İBSAN - İnsanın yüzü veya huyu güzel olma.
İHTİMAM - Dikkatle çalışma, önemle inceleme.
İLTİCAULLAH -  Allah'a sığınma, iltica etme.
İMAREDDİN - Dini alanda yenilik yapan, dinin yönlendirdiği kimse.
İNAYETULLAH - Allah'ın lütfü. Allah'ın ihsanı.
İRADE - İstem. Emir.
İSA - Dört büyük peygamberden biri.
İSMAİL - Hz. İbrahim (a.s.)'in oğlu. Kur'an'da ismi geçen peygamberlerdendir ve Babasıyla beraber Ka'be'yi inşa etmişlerdir.
İZZETTİN - Kıymet, kudret, ulviyeti.
İBN - Erkek çocuk demektir.
İHTİŞAM - Büyüklük, göz alıcılık, gösterişlilik, görkem.
İBRİZ - Halis, saf altın.
İLMA - Parlatma. Belirleme, işaret etme.
İNŞİLÂL - Şelale oluşturma. Şiddetle dökülme, atılarak akma.
İREN - Özgür, hür.
İSTİHSAN - Güzel bulma, beğenme.
İCÂBİ - Lazım gelme, gerçek.  Bir sözleşme için ilk söylenen söz. Olumlama, olumlu hale gelme.
İHTİRAM - Saygı, hürmet.
İLTİKAULLAH- - Allah'a kavuşma, hidayete erme.
İMDÂD - Yardım eden. Yardıma gönderilen kuvvet.
İNKİYADULLAH - Allah'a boyun eğme, teslim olma, kendini teslim etme.
İRFAT - Yardım etme, bir şey verme.
İSAD - Yüceltme, yükseltme. Kutlu kalma.
İSRAFİL - Dört büyük melekten sura üfürme görevi verilen melek.
İZZİ - Sabırlı, dayanıklı kimse.
İBRAHİM - İnananların babası. Hakların babası. Kur'an'da ismi geçen İbrahim peygamber.
İFTİHAR - Şeref, şan. Övünme.
İHVAN - Sadık, samimi candan dostlar. Aynı tarikata mensup insanlar.
İSMET - Masumluk, günahsızlık, temizlik. Haramdan namusa dokunan hallerden çekinme. Peygamberin sıfatlarındandır.
İNDİRA - Girişim. Öne geçme. Bulut altından sıyrılma.
İRFAN - Bilme, anlama. Gerçeği sezme, kavrama gücü. Dini gerçek ve sırlan biliş. Kültür.
İSTEM - Zulüm ve sitem.
İDRİS - Meyvesi hoş kokulu, kerestesi güzel bir kiraz türü. İlim ve fende ileri seviyede olan anlamında. Kur'an-ı Kerim'de ismi geçen İdris peygamber.
İKRAMULLAH - Allah'ın ikramı, nimeti, bağışı.
İMAD - Direk, kolon.
İMRÂN - Evine bağlı kalan. Hz. Meryem'in babası, Kur'an-ı Kerim'in suresi.
İNŞAT - Neşelendirme.
İRSALULLAH - Allah'ın göndermesi, yollaması, Allah'tan gelen.
İSAF - Bir isteği, dileği yerine getirme.
İTKAN - Sağlamlaştırma. İnanma.
İBADULLAH - Allah'ın kulları, insanlar. Çok, pek çok.
İLSAK - Birleştirme, kavuşturma.
İFAZA - Feyizlendirme, feyz ve nur verme. Kabı taşıncaya kadar doldurma.
İKAN - Sağlam biliş, bilme.
İSABET- Düşme, isabet. Düşme, çıkma. Değme, tutma. Yerindelik, yazılmazlık.
İNARE - Nurlandırma, aydınlatma.
İSMİHAN - Hükümdar isimleri.
İSRÂC - Yakma, yandırma. Aydınlatma.
İSMİRAR - Esmerleşme, kara olma, kararma.
İFHAR - Onurlandırma, üstün etme.
İKTİDAULLAH - Allah'a tabi olma, uyma.
İMADEDDİN - Dinin direği.
İNAK - Gerçek dost, arkadaş, sırdaş.
İNŞAULLAH - Allah'ın yapması, meydana getirmesi.
İRSEN - Miras olarak, anadan babadan geçerek.
İSAR - İkram, bahşiş. Cömertlikle verme. Dökme, saçma, serpme. Kendi muhtaç olduğu halde bahşiş verme.
İZANULLAH - Allah'a boyun eğme, Allah'ın terbiyesi.
İBER - İbretler, alınan kötü dersler.
İLLİYYUN - Gökyüzünün ve cennetin en yüksek tabakası.
İFDAL - Lütuf ve bağış.
İKBÂL - Birine doğru dönme. Baht talih. İşlerin yolunda gitmesi, bahtlı, saadetli, mutlu olması. Arzu, istek.
İRZA - Gönlünü etme, hoşnut etme.
İLTİFAT - Yüzünü çevirip bakma. Dikkat. Hatır sorma, gönül alma. Sözünü başka bir kişiye çevirme.
İZRA - Aşın övme. Altın arama. Korkutma.
İSNÂ - Övme, şükretme. Değerini yükseltme. Bir yerde uzun zaman kalma.
İHLAS - Halis, temiz doğru sevgi. Gönülden gelen dostluk, samimiyet, doğruluk, bağlılık. Kur'an-ı Kerim'de sure adı.
İLHAMİ - Allah tarafından insanın gönlüne doldurulan şey. Peygamberin gönlüne gelen ilahi düşünceler. Günlük, olağan şey. İçe gönüle doğma.
İNAMULLAH - Allah'ın nimeti, iyiliği.
İNŞİRAH - Açılma. Açıklık, ferahlık. Kur'an-ı Kerim'de bir sure adı.
İRŞADULLAH - Allah'ın irşadı.
İSLÂM - Muhammed(s.a.s)'e nazil olan ve kendisi tarafından insanlığa tebliğ edilen din, Allah'ın en son dini. Allah'a teslim olma, onun emirlerine uyup, yasaklarından kaçınma. İyi geçinme, barış içinde olma.
İZHAR - Gösterme, meydana çıkarma.
İBHAC - Sevindirme, sevindirilme.
İKSİR - Ortaçağ kimyacılarının olağanüstü etkili güçte varsaydıkları cisim. Etkili, yarar şurup. En etkili neden.
İCMÂL - Özetleme. Özet. Cem, toplama.
İKBAR - Büyük, ulu görme, görülme.
İRŞAD - Doğru yolu gösterme uyarma.
İNFAKULLAH - Allah'ın yardımı, nafakası, infakı.
İZEM - Büyüklük, ululuk.
İSTİKBAL - Gelecek zaman. Geleni karşılama.
İHSAN - İyilik etme. Bağış bağışlama. Verilen bağışlanan şey. Lütuf, iyilik.
İLMİ - İlimle, bilgi ile ilgili.
İMÂR - Şenlendirme, bayındırma.
İNAN - Dizgin. İdare etme, yürütme.
İNŞİRAK - Çatlayıp yarılma, yarık olma. Parlama.
İRTİZA - Razı olma, uygun bulma, beğenme, seçme.
İSMÂH - Semahatli, cömert kılma. Mülayim ve itaatli.
İZZET - Değer kıymet yücelik, ululuk. Kuvvet, kudret. Hürmet, saygı ikram izan.
İBRA - Beri kılma, beraat etme, temize çıkarılma, aklanma.
İKRAM - Hürmet, saygı gösterme. Ağırlama. Bir şeyi hediye, armağan olarak verme. Hesap dışı yapılan inceleme.
İBŞAR - Müjde verme, müjdeleme, muştulama.
İKDAM - İlerleme. İlerlemeye çalışma.
İRCA - Geri çevirme, geri döndürme indirgeme.
İZAN - Anlayış, kavrayış, akıl. Terbiye, edeb. Boyun eğme, söz dinleme.
İLHAM - Allah tarafından insanın gönlüne doldurulan şey. Peygamberin gönlüne gelen ilahi düşünceler. Günlük, olağan şey. İçe gönüle doğma.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder