10/12/2015

Arapça Anlamı Güzel H Harfiyle Başlayan Yeni Doğan Kız İsimleri

  Hiç yorum yok
Arapça Anlamı Güzel H Harfiyle Başlayan Yeni Doğan Kız İsimleri
En Güzel Manalı H Harfiyle Başlayan Yeni Doğmuş Kız Bebeklere İsim

Kız Bebekler İçin H Harfiyle Başlayan Arapça Hangi İsimler Var Manası Nedir?
HİDAYET: - Hak yoluna doğru yola girme. Müslüman olmak.
HUDA: - Doğru yol gösteren, hidayet eden. Allah'ın isimlerinden. Kur'an-ı Kerim.
HAZER: - Deniz, bahr, büyük su.
HADDAS: - Çabuk kavrayan, anlayışlı, kavrayışlı.
HASLET: - İnsanın yaratılışındaki huyu, tabiatı, mizacı.
HAZAR: - Sabit meskeni olanların oturdukları memleket. Barış ve güven.
HİKMET: - Hakimlik, feylesofluk. Sebeb, gizli, Allah'ın hikmeti. Felsefe. Ahlaki söz, öğüt verici, kısa öz, öğretici söz.
HAMİL: - Yüklü. Gebe. Sahip, malik. Taşıyan, gözeten. Uhdesinde bir poliçe bulunan. Hamili vahy: Cebrail (a.s.).
HİSAR: - Kuşatma, etrafını sarma. Kale etrafı islihkamlı bent.
HAFİZE: - Muhafaza eden, saklayan, esirgeyen, koruyan. Kur'an'ı ezbere bilen ve usulüne uygun okuyan kimse.
HALİSE: - Hilesiz, katkısız. Karışmamış, katışıksız, saf, hilesiz. Temiz. Yalnız, sadece.
HAVLE: - Etraf, çevre, güç, kuvvet.
HAZAL: - Kuruyup dökülen ağaç yaprakları.
HEZÂRE: - Afganistan'ın dağlık kesiminde oturan bir kabile.
HUNDE: - Sükun, sulh ve mütareke.
HASBİNUR: - Hayır sahibi, eliaçık, cömert. Değerli, itibarlı, soyu temiz, muhterem, saygın, şahsi meziyet sahibi. Muhasebeci, sayman.
HABİBE: - Sevgili. Seven, dost.
HASHANIM: - Çıtıpıtı, ince, narin kadın. Bilge, değerli kadın.
HAMMADE: - Çok hamdeden, çok şükür ve dua eden.
HAMASET: - Cesaret, kahramanlık, yiğitlik. Kahramanca şiir.
HAVVA: - Esmer kadın. Havva: Hz. Adem (a.s.)'in karısı, ilk kadın.
HAZEN: - Üzüntü. Gam, keder.
HÜLYA: - Kuruntu.
HURİ: - Cennet kızı. Sevgili.
HASENE: - İyilik, iyi hal, iyi iş, hayırlı iş. Dünya ve ahiret saadeti. Eski altın paralardan birinin adı.
HABİNAR: - Nar tanesi.
HASİBE: - Hayır sahibi, eliaçık, cömert. Değerli, itibarlı, soyu temiz, muhterem, saygın, şahsi meziyet sahibi. Muhasebeci, sayman.
HAMRA: - Daha, pek çok kızıl, kırmızı. el-Hamra: İspanya Gırnata şehrinde Araplardan kalma meşhur saray.
HAMDİYE: - Allah'ı övmek. Allah'a şükretmek. Şükreden, şükredici.
HAYA: - Utanma, sıkılma. Ar, namus, edep. Allah korkusu ile günahtan kaçınma.
HÂZİME: - Sindirici kuvvet.
HÜRMET: - Saygı.
HURİYE: - Coşkunluk hallerinde hurilerle buluştuklarına inanan bir tarikat.
HASENİ: - Hasene ait.
HACCE: - Hacca giden, Kabe'yi ziyaret eden hacı kadın. Bir çeşit akdiken.
HASİFE: - Hasafetli, aklı başında olgun kadın.
HAYRİYE: - Hayırla, iyilikle ilgili, uğur ve kutluluğa ait.
HAMİYE: - Himaye eden, koruyan korucu. Kayıran, kayırıcı.
HAYAL: - İnsanın kafasında canlandırdığı şey. Bir olay veya eşyanın zihinde kalan izi. Gerçekte olmadığı halde görüldüğü sanılan şey, görüntü.
HAZİNE: - Devlet malının parasının saklandığı yer. Gömülü ya da saklıyken bulunan değerli şeyler.
HÜRRİYET: - Hürlük, serbestlik. İstediğini herhangi bir engelle karşılaşmadan karar dairesi içinde yapabilme hali.
HANİFE: - Tek Allah'a, Allah'ın birliğine inanan. İslam inancına sıkı ve samimi olarak bağlanan.
HACER: - Taş, kaya. Hacer-i Esved: Kabe'nin duvarında bulunan meşhur kara taş.
HASNA: - İffetli, şerefli, namuslu.
HİLÂL: - Hilal, yeni ay şeklinde olan ay, ayça, gençay. Bir yazı sitili. Hilaliyye: Kadiri tarikatı şubelerinden birinin adı.
HAMİYET: - Milli onur ve haysiyet. İnsanlık, fazilet. İzzeti nefs.
HAYAT: - Yaşayan, diri. Canlılarda doğumdan ölüme kadar geçen süre. Yaşama, yaşayış.
HAZİZE: - Mesud, mutlu. Hisse ve nasibi olan.
HÜSNİYE: - Güzelliğe ait, güzellikle ilgili.
HANSA: - Arapların müslüman olan en büyük ünlü hanım şairi.
HAKİKAT: - Bir şeyin aslı ve esası, mahiyeti. Gerçek, doğru, gerçekten, doğrusu. Sadakat, doğruluk, bağlılık, kadirbilirlik.
HACERUNNUR: - Kükürt ile demirin birleşmesinden meydana gelen altın sarısı renginde.
HASRET: - Ele geçirilemeyen veya elden kaçırılan bir nimete veya kıymetli şeye üzülüp yanmak. İç çekme, inleme, üzüntü, iç sıkıntısı, keder, zahmet, eseflenme, özleyiş.
HİLMİYE: - Yumuşak huylu, sakin tabiatlı.
HATIRA: - Hatıra gelen, hatırda kalan şey, andaç.
HAYME: - Çadır.
HAZRÂ: - Yeşil, sebze, hadra. Gökyüzü. Türk musikisinde mürekkep bir makam.
HÜSNÜ: - Çok güzel.
HANZALE: - Doğu Arabistan'da bir Arap kabilesi.
HAKİME: - Her şeye hükmeden, hikmet sahibi olan Allah. Hükmeden, dava yargılama işine memur olan, yargıç. Üstte bulunan. Hekim, akıllı, becerikli. Kadı, vali, amir, hükümdar, emir.
HADİCE: - Vakitsiz, erken doğan kız çocuğu.
HİLYE: - Süs, zinet, cevher. Güzel sıfatlar. Güzel yüz. Bir yazı sitili. Hz. Muhammed'in mübarek vasıflarını ve güzelliklerini anlatan manzum ve mensur eser.
HATİCE: - Erken doğan kız çocuğu. Hz. Haticetü'l-Kübra; Hz. Peygamber'in ilk eşi ve 6 çocuğunun annesi. Ümmü'l-Mü'minin.
HAYRET: - Şaşma, şaşırma, şaşakalmış, ne yapacağını bilmeme.
HECİL: - İki dağın arasındaki kısım, vadi, dere.
HÜSNÜHAL: - Davranış güzelliği.
HAREM: - Yasak kılınmış mukaddes olan şey. Evlerde yabancı erkeklerin girmesine izin verilmeyen, kadınlara ait bölüm. İç avlu. Hicaz'da ihrama girilen yerden Ka'be'ye dek uzanan bölüm. Mekke-Medine'nin ismi.
HAKİMİYET: - Hakimlik, amirlik, üstünlük, egemenlik. Sulta.
HADİYE: - Yenilene yardım eden, yardımcı. Hidayet eden, doğru yolu gösteren. Kılavuz, rehber. Önde giden kimse. Mızrak ucu.
HIFZİYE: - Saklama, koruma ile ilgili. Ezberleme, akılda tutma.
HATİFE: - Kuvvetli, sert ve tiz bir sesle tebliğ veya davet eden kimse. Göz kamaştıran. Göze görünmeyen.
HİCRAN: - Ayrılık. Unutulmaz acı, keder.
HEDİYE: - Hediye, armağan. Karşılıksız verilen şey.
HÜVARE: - Berberi kabilesinin en önemlilerinden birinin adı.
HARİKA: - İmkanların üstünde olup insanda hayret uyandıran şey.
HALE: - Ayın ve güneşin etrafında bazı zamanlarda görülen ışıklı halka, ayla, ağıl.
HAFAZA: - İnsanın yaptığı işleri yazmakla görevli melekler. Bekçiler.
HİBE: - Bağışlama, bağış.
HATİME: - Sona erdiren, bitiren. Mühürleyen, mühürleyici.
HİCRET: - Bir memleketten, başka bir memlekete göç ediş. Rasulullah'ın Mekke'den Medine'ye göç etmesi.
HENNÂ: - Kına ağacı.
HİND: - Hindistan. Sahabeden Ebu Süfyan'ın karısı.
HAKİME: - Kişinin dilediği gibi kullanabilecek hakka malik olduğu malı (bkz. Harim).
HALENUR: - Ayın ve güneşin etrafında bazı zamanlarda görülen ışıklı halka, ayla, ağıl.
HAFİDE: - Kız torun.
HALİME: - Peygamberimizin (s.a.s) süt annelerinden. Sakin, sessiz. Tabiatı yavaş olan, yumuşak huylu.
HATUN: - Kadın. Eş, zevce.
HAYRUNNİSA: - Kadınların hayırlısı.
HESNA: - Güzel kadın. Hanım, kadın.
HUMEYRA: - Beyaz tenli kadın. Hz. Aişe'nin lakabı.
HARİSE: - Muhafız, bekçi, gözcü. Koruyan, koruyucu. Son derece hırslı olan. Yemen'de bir Arap kabilesinin adı.
HALİDE: - Sonsuz, daim, ebedi. Bir yıldan çok yaşayan.
HASGÜL: - Değerli, eşsiz gül.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder