11/27/2016

Görünmeyen Varlıklar İçin Okunan Dua Hangisi?

  Hiç yorum yok
Görünmeyen Varlıklar İçin Okunan Dua Hangisi?
Cin'den Cinlerden Korunmak ve Kurtulmak İçin Önerilen Dua ve Ayetler

Günümüzde görünmeyen varlıklar olarak tabir edilen, cin isminin söylenmesinin sakıncalı olduğu düşünüldüğünden dolayı halk arasında 3 harfliler diye söylenen varlıklardan korunmak için tavsiye dilen dua Felak ve Nas sureleridir. Felak ve Nas sureleri nazar için okunurken görünmeyen varlıklardan korunmak içinde okunmaktadır.  Ayrıca görünmeyen varlıklardan kurtulmak içinde okunan dualar vardır.

3 Harflilerden kurtulmak için okunan dualar ise şöyledir;
1- E'uzü Besmele ile Fatiha sûresi okunmalıdır.
2- E'uzü Besmele ile iki Kul-e'üzü yü okunmalıdır.
3- E'uzü Besmele ile Bakara suresini okunmalıdır.
4- E'uzü Besmele ile Âyetelkürsî okunmalıdır.
5- E'uzü Besmele ile Bakara suresinin son âyetini okunmalıdır.
6- E'uzü Besmele ile Ha-Mîm Mü'mîn suresinin başından (masîr)e kadar
ve Âyetelkürsî okunmalıdır.
7- 21 defa “Lâ ilâhe illallahü vahdehü lâ serîke leh lehülmülkü ve lehülhamdü
ve hüve alâ külli sey'in kadîr” duası okunmalıdır.
8- Çokça (Allah) ismi zikredilmelidir.

3 harflilerin atası olarak bilinen şeytanların hakkında bilinmesi gereken önemli konular ve Kuran ayetleri aşağıda verilmiştir. Aşağıda verdiğimiz bilgilerin kaynağı arifaslan sitesidir.

Pusudaki düşman, hemen herkesin hiç düşünmeden aklına gelen ilk şey: Şeytan! Çünkü şeytan, görünmeyen, bilinmeyen ve insanların sürekli gözlerini boyayıp aldatan, yollarına pusu kurup, saptırabileceği yerleri, konuları ve saptırma anını gözetleyen ve kendisini çok iyi gizleyen, insanın baş ve ezeli düşmanıdır. Hayat, asla bir kumar değildir ama basit bir oyun yoluyla örnek verecek olursak şeytan, elini ve kartlarını gizler; hiçbir zaman açık oynamaz. Oyunda sürekli hile yapar ve fark edinceye kadar da insanı kayba sürükler, kendisi bir şey kazanmasa da insanı kaybettirmekten zevk alır. Şeytanı tanımak, insanın onun tuzaklarından ve oyunlarından haberdar olması demektir. Şeytanı bu şekilde erken teşhis yöntemiyle tanıyan insan kısmen de olsa oyun ve hilelerinden korunmuş olur. Bu amansız düşmanı tanımak için bu kitabı okumanız yeterli olacaktır sanırım. “Aman, sen de… Şimdi şeytan mı kaldı… Artık herkes şeytan olmuş; şeytana ne gerek var…” gibi şeyler, şeytanın duymak istediği, en harika sözlerdir. Doğrudur, insanlar da şeytanlaşmış olabilirler; ancak bunlar da zaten şeytanın, insan boyutuna geçmiş olanlarıdır. Kur’an-ı Kerim’den edindiğimiz bilgiye göre, şeytanlar iki kısma ayrılıyor. Bir boyutunda, cinlerden olan meşhur şeytan yani İblis ve çocukları, torunları ile avenesi vardır. Çünkü İblis, mevcut bütün şeytanların ve şeytan soyunun atasıdır. Diğer boyutta şeytanlaşmış insanlar vardır. Bu kesimi de, tutum ve davranışlarında, fikir ve felsefesinde şeytana uyan veya ona tapan ve onu kendisine lider kabul edip peşinden giden insanlar oluşturmaktadır. Çok açık olarak peygamberlerin bile peşine takıldığı ifade edilen şeytandan korunmak ve kurtulmak yine o peygamberlerin yolunu takip etmekle mümkün olacaktır. Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır:
وَكَذٰلِكَ جَعَلْنَا لِكُلِّ نَبِىٍّ عَدُوًّا شَيَاطٖينَ الْاِنْسِ وَالْجِنِّ يُوحٖى بَعْضُهُمْ اِلٰى بَعْضٍ زُخْرُفَ الْقَوْلِغُرُورًا وَلَوْ شَاءَ رَبُّكَ مَا فَعَلُوهُ فَذَرْهُمْ وَمَا يَفْتَرُونَ
“İşte böylece biz her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık. Bunlar aldatmak için birbirlerine yaldızlı laflar fısıldarlar. Rabbin dileseydi, bunu yapamazlardı. O hâlde, onları iftiralarıyla baş başa bırak.”(En’âm, 6: 112)

Her peygambere görevleri ve kendilerine tabi olanlara yol göstermeleri ve şeytana karşı hazırlamaları bakımından musallat edilen ve bizim için de oldukça önemli olan bu husus, asla atlanılmaması gereken bir husustur. Onlar zaten cennetle müjdelemiş ve masumiyet perdesi altında korunmaktadırlar. İş bize düşüyor. Bize de Kuranı Kerimde şu tavsiyede bulunulmaktadır:
قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ النَّاسِ ؛مَلِكِ النَّاسِ ؛إِلَهِ النَّاسِ ؛مِن شَرِّ الْوَسْوَاسِ الْخَنَّاسِ ؛الَّذِي يُوَسْوِسُ فِي صُدُورِ النَّاسِ ؛مِنَ الْجِنَّةِ وَ النَّاسِ .
“De ki: “Cinlerden ve insanlardan; insanların kalplerine vesvese veren sinsi vesvesecinin kötülüğünden, insanların Rabbine, insanların Melik'ine, insanların İlâh'ına sığınırım.”(Nas, 114: 1-6)

O halde, bunu dilimizden düşürmeden okumalı ve sürekli şeytana insan ve cin şeytanlarına ve onlardan gelebilecek zararlara ve tehlikelere karşı uyanık olmalıyız. Şeytan, pusudaki düşmanımız olarak bizi, bizden çok iyi bilir ve tanır. Bize karşı kullanabileceği bütün zaaf ve zayıf yönlerimizi, açıklarımızı çok iyi bilir. Hiçbir zaman kendi gerçek kimliği ile karşımıza çıkmaz. Bazen öğrenci, bazen hoca, bazen âlim, bazen zalim, bazen şeyh, bazen veli, bazen peygamber, bazen usta, bazen çırak, bazen en tepede, bazen de en altta birini temsilen karşımıza çıkabilir ama asla belli etmez. Siz onu fark edinceye kadar o, görevini yapar ve işini bitirir. Son günlerde yaşadıklarımız da bundan başka bir şey değildir. İşte bu yüzden şeytandan Allah’a sığınmalıyız. Şeytan, genellikle işlerinde insanları kullanır ve özellikle şımarmaya, kibirlenmeye, hükmetmeye veya sefih, zaaflarına düşkün, serkeşliğe yatkın insanları kullanır. Kadın, para, makam, şöhret, şehvet ve korku gibi duygular, en sevdikleri arasındadır. Keza, şirk, zina, iftira, gıybet, suizan, bir türlü hata kabul etmeme ve karşı tarafı itham etme ve ettirme en çok sevip başardığı konular arasındadır. Her insanın bir seri zaafları vardır. Kendisini eğitmiş olanların bile en azından birkaç tane zaafı vardır. Hatta bu tür kimselerin en büyük zaafı, “şeytan bana yaklaşamaz veya biz o makamı çoktan geçtik” gibi, mümine yakışmayan sözlerdir. Unutulmamalıdır ki, şeytanın en büyük marifeti yani başardığı en güzel şey, kendisini inkâr ettirmek, yapılan bir hata veya günahta payı olmadığını kabul ettirmektir. İşte böyle bir insanı yakaladığı zaman seviyesi ne olursa olsun gözünün yaşına b akmaz, ona kancayı takar. Bundan sonra onu istediği gibi kullanır. O zavallı da yaptıklarını doğru sanır ve kendini hep haklı görür. Şeytan, kadınları kullanmayı çok sever ve onları oltasına yem olarak takıp istediğini kolayca avlar. Bu yüzden her şeyi berbat eden bir yığın insan vardır. Keza parayı seven insanları çok kolay kullanır ve o tür kimselere en küçükten en büyüğe manevi değeri olan her şeyi, hatta ülkesini bile sattırır. Kabahat ve kusur kabul etmez, hatta bu işi, onların kişisel hak ve özgürlükleri olduğunu bile savundurup, savundurarak yapar. Makam ve şöhret ise şeytanın azgın ve kontrolsüz atları gibidir. Üzerine biner ve malı olmayanları da kendisine mal ettirir. Kardeşlerini ve yakınlarını bile ezer geçer de zerrece vicdanı sızlamaz; “ne yapıyorum ben?” demez, dedirtmez. Kısacası şeytan, her müminin en yakınındaki sinsi düşmanıdır ve tamamen gizlenmiş olarak sürekli pusudadır. İnsanın hemen kalbinde ve ele geçirdiği diğer organlarından herhangi birinde, ağını kurup düşecek sinekleri, böcekleri bekleyen örümcekler gibi, tam 24 saat, gözünü kırpmadan ağına düşecek hasta ruhlu, zaaflarına yenik düşebilecek insanları bekler. kaynak: arifaslan

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder